"Anadolu'nun Cenneti Ilgaz"

Ilgaz
facebook

Ilgaz'da Kayak Keyfi Bir Başka

Batı Karadeniz'in en büyük kayak pistini barındıran Ilgaz Dağı'nda kayak keyfi bir başka. 4.500 metre telesiye hattı ile ziyaretçileri uzun soluklu bir doğa şöleni bekliyor.

 

Anadolu'nun Cenneti Ilgaz

Doğa severlerin uğrak yeri olan Ilgaz Dağı, kış aylarında bambaşka bir havaya bürünerek kartpostalları aratmayacak manzaraları ile adeta ziyaretçilerini büyülüyor.

 

Yıldıztepe Kayak Merkezi

Muhteşem doğa manzarası ile bütünleşerek, şehrin ve işlerinizin günlük karmaşalarına biraz ara vermenin vakti geldi. Yıldıztepe Kayak Merkezi ormanın göbeğinde sizleri bekliyor.

 
 
 
 
Ilgaz Tarihi Yerlerİ


İndağı Mağaraları ve Kaya Mezarları

Devrez Çayı kıyısında, Ilgaz’a 5 km uzaklıkta Çankırı karayolu üzerinde ve İnköy’ün güneyinde yer almaktadır. İndağı Mağaralarında Hellenistik döneme ait beş katlı kaya mezarları vardır. İlk kattaki odalardan birisi kemerli kapı ve tonozlu girişe sahiptir. Duvarları nişlidir. İkinci kat odaları dörtgen biçimli ağaç mimari özelliğini gösteren taş kirişe sahiptir. Tavanlar içten kubbeli üçüncü oda pencereli ve odalar birbirine geçmelidir. Üçüncü katta dörtgen oval planlı sekiz oda vardır.


-------------------------------------------------------------------

Kurmalar Köyü Antik Yerleşim Alanı (Kimiatene Antik Kenti)

Ilgaz ilçe merkezine 15 km uzaklıkta ve ilçenin kuzey doğusundadır. Demirciler Yaylası'nda Hellenistik Çağ'a ait yazılar ve seramik parçaları bulunmuştur. Cendere Köyüne 10 km uzaklıkta antik bir adadır.

Kurmalar köyünün batısında, Sekü Mevkii olarak adlandırılan yakın bir tepe üzerinde bulunan eski yerleşim alanında yoğun bir şekilde çanak çömlek parçalarına ve kaçak kazı çukurlarına rastlanılmaktadır. Bulunan çanak çömlek parçaları, Demir Çağı, Helenistik ve Roma dönemine ait bir yerleşim alanı olduğunu ortaya koymaktadır. Kapladığı alan 17 hektardır. Kurmalarda bulunan M.S. 3. yüzyıla ait bir kitabeden buranın antik kaynaklarda adı geçen Kimiatene Antik Kenti olduğu ileri sürülmektedir.

Ayrıntılı bilgi için Türk Tarih Kurumu'nun (TTK) Belleten Dergisi'ndeki makaleyi inceleyebilirsiniz.
MAKALE LİNKİ: https://belleten.gov.tr/tam-metin/1773/tur


-------------------------------------------------------------------


Ilgaz Tümülüsleri

Bölüktepe ismiyle anılan tümülüs oldukça geniş bir alana yayılan höyük üzerinde yer almaktadır. Tahrip edilmiş olan tümülüsün yüksekliği yaklaşık olarak 6-8 metre, genişliği ise 15 metredir. Çevrede kültür toprağı üzerinde küçük parçalar halinde seramik parçaları vardır.


İlçemizin kuzeyinde, Danişment Köyü'nün güney batısında, Danişment ve Seki Köyleri arasında yer alan köy yolunun kuzeyinde ve güneyinde; yolun her iki tarafına yayılmış arkeolojik yerleşim alanı ve bu alanın güneyinde kalan bölümünde de bir Tümülüs yer almaktadır. Tümülüs kaçak kazılarla tahrip olmuş durumdadır. Tümülüs etrafında Roma Dönemine ait bol miktarda seramik ve çatı kiremidi parçalarına rastlanılmıştır.


-------------------------------------------------------------------


Salman Höyük

Cendere Köyü sınırları içinde olup, Bakır Çağı'na ait çanak çömlek bulunmuştur. Hitit, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar bulunmuştur. Cendere Köyü ilçe merkezinin doğusunda ve Çankırı-Kastamonu yolunun batısına düşmektedir. Höyüğün yüksekliği 30 m ve tepesindeki hafif düzlüğün boyu 60 m dir.


Cendere Köyü Tümülüsleri

Köy arazisi içinde bulunan tümülüsler kazılmış, mezar odası ve lahit ortaya çıkarılmıştır. Roma sonu/Bizans başı dönemlere ait olduğu tahmin olunan mezar odaları 270×190 boyunda, 185x80x5 ebadındadır. Ölü yatağı bulunan mezar odası tonozlu mimari özelliği taşır, üstü yassı taşla kapatılmış odada bir lahit vardır.

-------------------------------------------------------------------


Tarihi Ilgaz Hamamı

Ilgaz ilçe merkezinde bulunmakta olup, Belediye Hamamı adı altında Belediyemizce işletilmektedir. Osmanlı Devleti'nin son devrinde 19. yy. sonlarında yapıldığı söylenen hamam; haç planlı, dört eyvanlı, dört halvetlidir. Halvetlerin dördü de kubbe ile örtülüdür. Üzeri kubbeli sıcaklık mekânının ortasında bir göbek taşı bulunmaktadır. Sıcaklık mekanının duvarları eyvanlarda silme kotuna kadar, halvet giriş kapılarının yanlarında üzengi kotuna kadar mermer kaplı olup, soyunmalık mekânı iki kat betonarme olarak yapılmıştır. Ilıklığın üzerinde altı adet fil gözü bulunmaktadır. Hamamın dış yüzeyi betonarmedir. Hamamımız 2021 yılında Belediyemizin projesiyle yenilenmiş ve restore edilmiştir.

-------------------------------------------------------------------

Pazar Çayı

Bozan deresinin aşağı kısımlarına bu ad verilir. Aşağıdere ve Yazı Köylerinde tarihi kalıntılar vardır.

-------------------------------------------------------------------

Kayı Köyü Camii

Hicri 719 (Miladi 1300) yılında Selçuklularca yapılan tarihi Kayı Köyü camii ilçemize bağlı Kayı Köyü'ndedir. Kayı Köyü ve çevre köylerinin (Güney, Aşıklar, Kırışlar, İkikavak) halkı caminin bir gecede yapıldığına inanırlar.

Kayı ve civar köylerde yaşayan halk yakın zamana kadar:
“Kayının camisi çarpsın ki…” diyerek yemin ederlermiş. Çevre köylerin erkekleri ise Cuma namazı için mutlaka Kayı Köyü'ne giderlermiş.

Cami hakkında birkaç efsane vardır. En yaygın olanı şöyledir:
Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.): “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan; o ordu ne güzel ordudur!” diyerek İstanbul’un fethini vasiyet edince Arap hükümdarları her yıl İstanbul’a bilgi toplamak için eleman gönderirlermiş. Bu kişiler genellikle dervişlerden olurmuş. Aylar süren yolculuklarında Ilgaz güzergâhını kullanırlarmış.

Bu amaçla bilgi toplamak göreviyle İstanbul’a giden Şeyh Muharrem ve Şeyh Mahmut isimli iki derviş Kayı Köyü'ne uğramış. Kayı köyü o zamanlar Oğuz Türklerinin Kayı boyundan göç eden Türklerin oturduğu beş altı haneli küçük bir köymüş ve camisi yokmuş.

Dervişler köylülere niçin camilerinin olmadığını sorunca, köylüler: "
Beş altı haneyiz. Şu sıralar camiye ihtiyaç az, imkanımız da yok." demişler.

Dervişler ne olursa olsun Müslüman bir köyde cami olması gerektiğini söyleyince köylüler yakında yaparız diyerek dervişleri uğurlamışlar. Ama yine yapmamışlar.

Dervişler caminin durumunu takip için İstanbul yolu dönüşü köye uğramışlar. Caminin yapılmadığını görünce köylüleri ikna etmeye çalışmışlar. Köylüler yakında başlarız diyerek dervişlerin gitmesini beklemişler.

Durumu anlayan dervişler topladıkları bilgileri memleketlerine arkadaşları ile göndererek köyde kalmışlar. Ancak bütün çabalarına rağmen köylüyü cami yapımına ikna edememişler.

Köy halkı bir gün sabaha karşı gün doğarken Ilgaz Dağları'ndan gelen kağnı gıcırtıları ile uyanmışlar. Pencerelerinden bakınca gördükleri manzara karşısında şaşırmışlar. Şeyh Muharrem ile Şeyh Mahmut kağnı arabalarına geyikleri koşmuş tomruk ve taş çektiriyorlarmış. (İsimler değişik olmakla birlikte Yerkuyu Tekkesi ve caminin de yapımında geyiklerin kereste çektiği efsanesi vardır.) Dervişler iki kişi çalışarak ve köylülerden yardım istemeden camiyi bitirmişler.

Köylü olaylar karşısında dervişlerden utanarak onları memleketlerine göndermemişler. Halen Şeyh Muharrem'in mezarı caminin yanındaki türbededir. Şeyh Mahmut ise köylüye kızdığından mezarının Kayı Köyü'nde bulunmamasını vasiyet etmiştir. Atkaracalar’daki türbeye gömülmüştür. Kayı Köyü'nün girişindeki türbede ise Şeyh Davut’un oğlu ve kızının mezarları bulunmaktadır.


Ilgaz İlçemiz